play someone's game

  1. birinin ekmeğine yağ sürmek, keyfince hareket etmek, nabzına göre şerbet vermek.
    I'll play his game
    for a while: Bir süre onun keyfince hareket edeceğim.
    Don't play his game: Onun oyununa gelme/ona aldanma/ayağını denk al.